|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
kolay |
easy adj.
|
|
So it is not easy.
Yani kolay değil.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
kolay etkilenir |
impressionable adj.
|
|
She's very impressionable.
Çok kolay etkileniyor.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
çok kolay |
very easy adj.
|
|
This is very easy because they are two very good reports written by two very good parliamentarians.
Bu çok kolay çünkü bunlar çok iyi iki parlamenter tarafından yazılmış çok iyi iki rapor.
More Sentences
|
General |
|
4 |
General |
kolay para |
easy money n.
|
|
It's easy money.
O kolay para.
More Sentences
|
5 |
General |
çok kolay |
piece of cake n.
|
|
Finishing the job by Tuesday will be a piece of cake.
İşi salıya kadar bitirmek çok kolay olacak.
More Sentences
|
6 |
General |
kolay soru |
easy question n.
|
|
You had better begin with easier questions.
Daha kolay sorularla başlasan iyi olur.
More Sentences
|
7 |
General |
kolay ulaşım |
easy access n.
|
|
There is easy access to the beach.
Sahile kolay ulaşım var.
More Sentences
|
8 |
General |
kolay erişim |
easy access n.
|
|
Looking at the conditions on this border, you cannot actually believe that easier access is the real issue.
Bu sınırdaki koşullara baktığınızda asıl meselenin daha kolay erişim olduğuna gerçekten inanamazsınız.
More Sentences
|
9 |
General |
kolay dil |
easy language n.
|
|
French is definitely not the easiest language to learn.
Fransızca kesinlikle öğrenmesi en kolay dil değil.
More Sentences
|
10 |
General |
kolay zafer |
romp n.
|
|
The dominant team's victory was described as a romp by the sports commentators.
Galip gelen takımın zaferi spor yorumcuları tarafından kolay bir zafer olarak nitelendirildi.
More Sentences
|
11 |
General |
kolay kazanmak |
win easily v.
|
|
I will win easily.
Kolayca kazanacağım.
More Sentences
|
12 |
General |
kolay olmak |
be easy to v.
|
|
It won't be easy to sell this house.
Bu evi satmak kolay olmayacak.
More Sentences
|
13 |
General |
kolay sinirlenmek |
get angry easily v.
|
|
I get angry easily.
Kolayca sinirlenirim.
More Sentences
|
14 |
General |
kolay sinirlenmek |
anger easily v.
|
|
I anger easily.
Ben kolayca sinirlenirim.
More Sentences
|
15 |
General |
kolay öfkelenmek |
anger easily v.
|
|
I anger easily.
Kolay öfkelenirim.
More Sentences
|
16 |
General |
(zor/kolay) olduğunu düşünmek |
call v.
|
|
I thought there was already a song called Kismet.
Ben Kısmet adlı bir şarkının zaten olduğunu düşündüm.
More Sentences
|
17 |
General |
kolay ulaşmak |
romp v.
|
|
The politician was able to romp to victory in the election.
Politikacı seçimlerde kolayca zafere ulaştı.
More Sentences
|
18 |
General |
kolay |
straightforward adj.
|
|
It is relatively straightforward to poison water.
Suyu zehirlemek nispeten kolaydır.
More Sentences
|
|
19 |
General |
kolay |
easier adj.
|
|
In Berlin, the precaution was taken of creating a margin in order to make enlargement possible and easier.
Berlin'de, genişlemeyi mümkün ve kolay kılmak için bir marj oluşturma önlemi alınmıştır.
More Sentences
|
20 |
General |
kullanımı kolay |
easy to use adj.
|
|
This computer is powerful, efficient, and easy to use.
Bu bilgisayar güçlü, verimli ve kullanımı kolay.
More Sentences
|
21 |
General |
en kolay |
simplest adj.
|
|
This is the first step, and it perhaps the simplest.
Bu, ilk adımdır ve belki de en kolay olanıdır.
More Sentences
|
22 |
General |
kolay incinir |
vulnerable adj.
|
|
Children are so vulnerable.
Çocuklar çok kolay incinir.
More Sentences
|
23 |
General |
kolay kırılan |
fragile adj.
|
|
The model plane they built was fragile.
Yaptıkları model uçak kolayca kırılabilirdi.
More Sentences
|
24 |
General |
kolay |
uncomplicated adj.
|
|
I found the problem uncomplicated.
Ben sorunu kolay buldum.
More Sentences
|
25 |
General |
daha kolay |
easier adj.
|
|
If it had done that, our situation would be an easier one.
Eğer bunu yapmış olsalardı, durumumuz daha kolay olurdu.
More Sentences
|
26 |
General |
kadar kolay |
as easy as adj.
|
|
That is not as easy as it sounds, though.
Yine de bu göründüğü kadar kolay değil.
More Sentences
|
27 |
General |
en kolay |
easiest adj.
|
|
It is the easiest thing in the world to be a pessimist.
Karamsar olmak dünyadaki en kolay şeydir.
More Sentences
|
28 |
General |
kolay |
snap adj.
|
|
It's a snap.
Bu çok kolay bir iş.
More Sentences
|
29 |
General |
kolay |
simple adj.
|
|
However, it has not been simple to respond to both demands.
Ancak her iki talebe de cevap vermek kolay olmamıştır.
More Sentences
|
30 |
General |
kolay |
easy adj.
|
|
We all know that the accession of ten new countries is not an easy task.
On yeni ülkenin katılımının kolay bir iş olmadığını hepimiz biliyoruz.
More Sentences
|
31 |
General |
kolay tanınan |
unmistakable adj.
|
|
Tom's voice is unmistakable.
Tom'un sesi kolay tanınabilir.
More Sentences
|
32 |
General |
kolay etkilenen |
suggestible adj.
|
|
He was highly suggestible.
Oldukça kolay etkilenen biriydi.
More Sentences
|
33 |
General |
kolay etkilenen |
susceptible adj.
|
|
Children and teenagers are particularly susceptible to advertising.
Bilhassa çocuklar ve gençler reklamlardan daha kolay etkilenirler.
More Sentences
|
34 |
General |
kolay gıdıklanır |
ticklish adj.
|
|
Tom isn't ticklish.
Tom kolayca gıdıklanmaz.
More Sentences
|
35 |
General |
kolay kandırılır |
gullible adj.
|
|
I'm not as gullible as you think I am.
Düşündüğün kadar kolay kandırılır değilim.
More Sentences
|
36 |
General |
kolay erişilebilir |
easily accessible adj.
|
|
It's not easily accessible.
Kolay erişilebilir değil.
More Sentences
|
37 |
General |
kolay ulaşılabilir |
easily accessible adj.
|
|
The picnic area is easily accessible by road.
Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
More Sentences
|
38 |
General |
kolay taşınır |
easy to carry adj.
|
|
The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.
Bu elektronik sözlüğün kullanışlı yanı, her yere kolayca taşınabilmesi.
More Sentences
|
|
39 |
General |
kolay erişilebilir |
accessible adj.
|
|
Guns are readily accessible to Americans.
Silahlar Amerikalıların kolayca erişilebileceği durumda.
More Sentences
|
40 |
General |
kolay |
hands down adj.
|
|
I won hands down.
Kolayca kazandım.
More Sentences
|
Common Usage |
|
41 |
Common Usage |
kolay kırılabilen |
delicate adj.
|
|
42 |
Common Usage |
kolay anımsanan |
catchy adj.
|
|
43 |
Common Usage |
kolay hatırlanan |
catchy adj.
|
|
44 |
Common Usage |
hatırlaması kolay |
catchy adj.
|
|
General |
|
45 |
General |
kolay iş |
cushy job n.
|
|
46 |
General |
kolay iş |
shade n.
|
|
47 |
General |
çok kolay iş |
snap n.
|
|
48 |
General |
kullanımı kolay sistem veya prosedür |
user friendly n.
|
|
49 |
General |
kolay anlaşılırlık |
pellucidness n.
|
|
50 |
General |
kolay kazanılan şey |
snip n.
|
|
51 |
General |
kolay kazanç |
gravy n.
|
|
52 |
General |
kolay iş |
child's play n.
|
|
53 |
General |
aldatması kolay kimse |
cully n.
|
|
54 |
General |
kolay anlaşılabilirlik |
lucidity n.
|
|
55 |
General |
kolay şey |
jam n.
|
|
56 |
General |
çok kolay şey |
cinch n.
|
|
57 |
General |
kolay iş |
sitter n.
|
|
58 |
General |
kolay karışabilirlik |
miscibility n.
|
|
59 |
General |
kolay pes eden |
quitter n.
|
|
60 |
General |
kolay kazanılıp kolay harcanılan para |
easy money n.
|
|
61 |
General |
kolay iş |
duck soup n.
|
|
62 |
General |
kolay iş |
picnic n.
|
|
63 |
General |
kolay galibiyet |
walkover n.
|
|
64 |
General |
kolay iş |
snip n.
|
|
65 |
General |
kolay kırılma |
frailty n.
|
|
66 |
General |
kolay iş |
snap n.
|
|
67 |
General |
kolay bozulabilen gıda maddeleri |
perishables n.
|
|
68 |
General |
çok kolay şey |
doddle n.
|
|
69 |
General |
kolay ve iyi maaşlı bir iş |
sinecure n.
|
|
70 |
General |
kolay kazanılan başarı |
walkover n.
|
|
71 |
General |
çok kolay iş |
child's play n.
|
|
72 |
General |
kolay kırılma |
fragility n.
|
|
73 |
General |
kolay heyecana kapılma |
excitableness n.
|
|
74 |
General |
kolay yatıştırılma |
placability n.
|
|
75 |
General |
tüylerin kolay yolunabilmesi için yapılan ön işlem |
calding n.
|
|
76 |
General |
kolay tutuşan madde |
combustible n.
|
|
77 |
General |
kolay kazanılmış başarı |
walkaway n.
|
|
78 |
General |
işin sağlıklı ve kolay takibi |
proper and easy monitoring of work n.
|
|
|
79 |
General |
kolay aldatılma |
gullibility n.
|
|
80 |
General |
para kolay kazanılmıyor |
money doesn't grow on trees n.
|
|
81 |
General |
kolay kazanılmış para |
easy money n.
|
|
82 |
General |
kolay iş |
cinch n.
|
|
83 |
General |
çok kolay bir şey |
a piece of cake n.
|
|
84 |
General |
kolay hesaplama |
soft computing n.
|
|
85 |
General |
kolay av |
sitter n.
|
|
86 |
General |
kolay heyecana kapılma |
excitability n.
|
|
87 |
General |
kolay kırılırlık |
fragility n.
|
|
88 |
General |
kolay okunan hafif kitaplar |
light literature n.
|
|
89 |
General |
kolay anlaşılırlık |
pellucidity n.
|
|
90 |
General |
kolay etkilenme |
impressionability n.
|
|
91 |
General |
kolay etkilenme |
impressibility n.
|
|
92 |
General |
kolay iş |
piece of cake n.
|
|
93 |
General |
kolay iş |
simple job n.
|
|
94 |
General |
çok kolay |
slice of cake n.
|
|
95 |
General |
kolay iş |
easy task n.
|
|
96 |
General |
çok kolay |
child's play n.
|
|
97 |
General |
kolay iş |
bit of cake n.
|
|
98 |
General |
çok kolay |
easy task n.
|
|
99 |
General |
çok kolay |
simple job n.
|
|
100 |
General |
kolay iş |
slice of cake n.
|
|
101 |
General |
çok kolay |
bit of cake n.
|
|
102 |
General |
kolay av |
sitting ducks n.
|
|
103 |
General |
kolay hedef |
sitting ducks n.
|
|
104 |
General |
kolay sinirlenen kimse |
hot-tempered person n.
|
|
105 |
General |
kolay öğrenemeyen kimse |
dunce n.
|
|
106 |
General |
kolay iş |
plain work n.
|
|
107 |
General |
kolay zafer |
walkover n.
|
|
108 |
General |
kolay zafer |
runaway n.
|
|
109 |
General |
kolay zafer |
an easy victory n.
|
|
110 |
General |
bir işi yapmanın kolay yolu |
easy way of doing something n.
|
|
111 |
General |
kolay zafer |
easy victory n.
|
|
112 |
General |
kolay seçenek |
easy option n.
|
|
113 |
General |
kolay kazanılmış para |
easily gotten money n.
|
|
114 |
General |
kolay kazanılmış para |
easily earned money n.
|
|
115 |
General |
kolay soru |
softball question n.
|
|
116 |
General |
en kolay yol |
the easiest way n.
|
|
117 |
General |
kolay zafer |
blowout n.
|
|
118 |
General |
kolay galibiyet |
easy victory n.
|
|
119 |
General |
kolay galibiyet |
blowout n.
|
|
120 |
General |
kolay bulunabilme |
accessibility n.
|
|
121 |
General |
kolay elde edilen başarı |
cheap victory n.
|
|
122 |
General |
kolay görev |
easy task n.
|
|
123 |
General |
kolay zafer |
blow-out n.
|
|
124 |
General |
kolay galibiyet |
blow-out n.
|
|
125 |
General |
kolay iş |
light task n.
|
|
126 |
General |
kolay görev |
light task n.
|
|
127 |
General |
(kanada) eğitim kurumunda kolay olduğu düşünülen ders |
bird course n.
|
|
128 |
General |
anlaşılması ve dinlenmesi kolay müzik |
accessible music n.
|
|
129 |
General |
kolay seçenek |
soft option n.
|
|
130 |
General |
kolay ipuçları |
handy tips n.
|
|
131 |
General |
kullanımı kolay ipuçları |
handy tips n.
|
|
132 |
General |
kolay endişelenen kimse |
alarming person n.
|
|
133 |
General |
kolay ulaşılabilir durum örneklemesi |
convenience sampling n.
|
|
134 |
General |
kültürel araçlar vasıtasıyla kolayca yayılan, özellikle çocukları ve kolay etkilenen insanları etkileyen yaygın bir düşünce ya da düşünce şekli |
meme n.
|
|
135 |
General |
saf ve kolay kanan kimse |
babe n.
|
|
136 |
General |
çözümü kolay sorun |
banana problem n.
|
|
137 |
General |
kolay açma şeridi |
tearstrip n.
|
|
138 |
General |
kolay bulunmaz fırsat |
catch n.
|
|
139 |
General |
kolay |
laborless n.
|
|
140 |
General |
delinmesi veya kesilmesi kolay olan ve üzerine çakılan çivileri tutacak, çok gözenekli toprak çanak çömlek |
terra-cotta lumber n.
|
|
141 |
General |
kolay yol |
the high road n.
|
|
142 |
General |
kolay etki altına giren kimse |
toy n.
|
|
143 |
General |
kolay anlaşılır olma |
translucence n.
|
|
144 |
General |
kolay anlaşılır olma |
translucency n.
|
|
145 |
General |
kolay biçim değiştirme |
elasticity n.
|
|
146 |
General |
kolay ve kesintisiz ilerleme |
easy going n.
|
|
147 |
General |
kolay ve engelsiz gidişat |
easy going n.
|
|
148 |
General |
cevabı kolay olan bir soru |
diamond ball n.
|
|
149 |
General |
cevabı kolay olan bir soru |
softball n.
|
|
150 |
General |
kolay etkilenmeme |
unsusceptibility n.
|
|
151 |
General |
kolay kandırılan kimse |
john n.
|
|
152 |
General |
kolay lokma |
john n.
|
|
153 |
General |
kolay anlaşılırlık |
limpidness n.
|
|
154 |
General |
kolay anlaşılma |
literateness n.
|
|
155 |
General |
kolay eğilip bükülebilme |
lithesomeness n.
|
|
156 |
General |
ucu sürtünme ile tutuşan yanıcı bir karışımla kaplanmış tahtadan veya kolay tutuşan başka bir malzemeden elde edilen kısa ve ince parça |
match n.
|
|
157 |
General |
kolay yönetilebilme |
maneuverability n.
|
|
158 |
General |
kolay anlaşılırlık |
lucidity n.
|
|
159 |
General |
çok kolay görev |
bludge n.
|
|
160 |
General |
kolay iş |
bludge n.
|
|
161 |
General |
aktarımın kolay veya güvenli olması için basılı malzemenin nokta boyutuna indirgenmiş fotografik çoğaltımı |
microdot n.
|
|
162 |
General |
kolay zafer |
breeze n.
|
|
163 |
General |
kolay yol |
high road n.
|
|
164 |
General |
en kolay yol |
highroad n.
|
|
165 |
General |
en kolay güzergah |
highroad n.
|
|
166 |
General |
kolay ufalanabilirlik |
friability n.
|
|
167 |
General |
kolay elde edilen şey |
gimme n.
|
|
168 |
General |
kolay kandırılan kimse |
chouse [obsolete] n.
|
|
169 |
General |
yüksek gelir getirip kolay ve risksiz olan meslek veya kazançlı girişim |
gravy train n.
|
|
170 |
General |
ince ve kolay algılanmayan argüman kullanımı |
logic-chopping [uk] n.
|
|
171 |
General |
çözümü kolay sorun |
open-and-shut case n.
|
|
172 |
General |
kolay seçenek |
option n.
|
|
173 |
General |
birden fazla seçenek arasından en kolay olanı |
option n.
|
|
174 |
General |
kolay etkilenme |
impressionableness n.
|
|
175 |
General |
kolay alev alan madde |
inflammable n.
|
|
176 |
General |
uygulaması kolay olan şey |
pianola n.
|
|
177 |
General |
kolay elde edilen şey |
pianola n.
|
|
178 |
General |
kolay para |
fast buck n.
|
|
179 |
General |
kolay kazanılmış para |
quick buck n.
|
|
180 |
General |
kolay para |
quick buck n.
|
|
181 |
General |
kolay yorulma |
fatigableness n.
|
|
182 |
General |
kolay ve rahat konum |
feather-bed n.
|
|
183 |
General |
kolay, rahat ve iyi maaşlı iş |
feather-bed n.
|
|
184 |
General |
kolay ve rahat konum |
featherbed n.
|
|
185 |
General |
kolay, rahat ve iyi maaşlı iş |
featherbed n.
|
|
186 |
General |
kolay kırılan kenar |
featheredge n.
|
|
187 |
General |
kolay yatışabilme |
placableness n.
|
|
188 |
General |
kolay affedebilme |
placableness n.
|
|
189 |
General |
kolay av vuruşu |
potshot n.
|
|
190 |
General |
kolay menzilden yapılan atış |
potshot n.
|
|
191 |
General |
kolay kandırılan kimse |
flathead n.
|
|
192 |
General |
kolay uyumlanabilir olma |
fluidity n.
|
|
193 |
General |
kolay bozulan yiyeceklerin muhafaza edildiği oda |
preservatory [obsolete] n.
|
|
194 |
General |
kolay kazanılan başarı |
romp n.
|
|
195 |
General |
kolay aldanan kimse |
rook n.
|
|
196 |
General |
kolay ve iyi maaşlı işi olan kimse |
sinecurist n.
|
|
197 |
General |
kolay hedef |
sitter n.
|
|
198 |
General |
kolay sayı |
sitter n.
|
|
199 |
General |
kolay savunma |
sitter n.
|
|
200 |
General |
çok kolay olan şey |
sitter n.
|
|
201 |
General |
(krikette) kolay atış |
sitter n.
|
|
202 |
General |
kolay ufalanan gevşek toprak |
crumb n.
|
|
203 |
General |
kolay ufalanma |
friabiiity n.
|
|
204 |
General |
kolay iş |
skoosh [dialect] [scotland] n.
|
|
205 |
General |
kolay lokma |
smelt [obsolete] n.
|
|
206 |
General |
halledilmesi kolay sorun |
soluble n.
|
|
207 |
General |
kolay kazanmak |
earn easily v.
|
|
208 |
General |
kolay kırılır yapmak |
embrittle v.
|
|
209 |
General |
kolay kırılır olmak |
embrittle v.
|
|
210 |
General |
kolay kolay yılmamak |
elasticise v.
|
|
211 |
General |
kolay kolay yılmamak |
elasticize v.
|
|
212 |
General |
kolay kazanmak |
walk over v.
|
|
213 |
General |
kolay kazanmak |
romp v.
|
|
214 |
General |
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak |
do something the hard way v.
|
|
215 |
General |
kolay kazanmak |
romp through v.
|
|
216 |
General |
kolay kolay yılmamak |
elasticate v.
|
|
217 |
General |
kolay kolay geçmemek |
linger on v.
|
|
218 |
General |
kolay kazanmak |
run away v.
|
|
219 |
General |
en kolay işi bile becerememek |
can't cut the mustard v.
|
|
220 |
General |
kolay yolu tercih etmek |
take the easy way out v.
|
|
221 |
General |
kolay bir hedef olmak |
be susceptible to v.
|
|
222 |
General |
çok kolay kazanmak |
win hands down v.
|
|
223 |
General |
kolay erişmek |
easily access v.
|
|
224 |
General |
kolay sinirlenmek |
have a short fuse v.
|
|
225 |
General |
kolay sinirlenmek |
have a quick temper v.
|
|
226 |
General |
kolay sinirlenmek |
get mad quickly v.
|
|
227 |
General |
kolay strese girmek |
get stressed easily v.
|
|
228 |
General |
kolay vize almak |
get a visa easily v.
|
|
229 |
General |
kolay bir şekide vize almak |
get a visa easily v.
|
|
230 |
General |
kolay alınmak |
be easily offended v.
|
|
231 |
General |
(kolay kolay) hayır diyememek |
have trouble saying no v.
|
|
232 |
General |
kolay yolu seçmek |
take the easy way out v.
|
|
233 |
General |
kolay sinirlenmek |
get mad easily v.
|
|
234 |
General |
kolay çileden çıkmak |
get mad easily v.
|
|
235 |
General |
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak |
harl v.
|
|
236 |
General |
(kolay taşımak için ölü tavşanın) bir ayağını diğerine bağlamak |
harle v.
|
|
237 |
General |
anlaşması kolay biri olmak |
honey v.
|
|
238 |
General |
en kolay atış yapılan orta bölgeden atış yapmak |
groove v.
|
|
239 |
General |
kolay menzilden atış yapmak |
potshot v.
|
|
240 |
General |
kolay hale getirmek |
predigest v.
|
|
241 |
General |
kolay değişen (çehre) |
mobile adj.
|
|
242 |
General |
kolay farkedilmez |
subtile adj.
|
|
243 |
General |
kolay anlaşılır |
as clear as light adj.
|
|
244 |
General |
kolay |
facile adj.
|
|
245 |
General |
kolay kolay yılmayan |
elasticizing adj.
|
|
246 |
General |
kolay |
flowing adj.
|
|
247 |
General |
kolay |
elementary adj.
|
|
248 |
General |
kolay kırılır |
frangible adj.
|
|
249 |
General |
kolay tutuşan |
inflammable adj.
|
|
250 |
General |
kolay ürkütülen |
spooky adj.
|
|
251 |
General |
daha kolay yönetilebilen |
wieldier adj.
|
|
252 |
General |
kolay anlaşılır |
apparent adj.
|
|
253 |
General |
kadar kolay kırılır |
as brittle as adj.
|
|
254 |
General |
kolay tanımlanamaz |
nondescript adj.
|
|
255 |
General |
kolay kontrol edilir |
tractable adj.
|
|
256 |
General |
kolay kontrol edilemeyen |
intractable adj.
|
|
257 |
General |
kolay anlaşılır |
coherent adj.
|
|
258 |
General |
saklaması kolay |
storable adj.
|
|
259 |
General |
kolay şekil alan |
waxy adj.
|
|
260 |
General |
anlaması kolay |
simple adj.
|
|
261 |
General |
kolay eğilip bükülebilen |
lithe adj.
|
|
262 |
General |
kolay |
unlaboured adj.
|
|
263 |
General |
sağlam ve kullanılması kolay |
foolproof adj.
|
|
264 |
General |
kolay anlaşılır |
lucid adj.
|
|
265 |
General |
kolay |
ready adj.
|
|
266 |
General |
kolay kızdırılır |
inflammable adj.
|
|
267 |
General |
kolay kullanılabilen |
wieldy adj.
|
|
268 |
General |
kolay |
downhill adj.
|
|
269 |
General |
kolay |
sweet adj.
|
|
270 |
General |
kolay yönetilen |
wieldy adj.
|
|
271 |
General |
kolay sinirlenir |
huffish adj.
|
|
272 |
General |
sindirimi kolay |
digestible adj.
|
|
273 |
General |
kolay etkilenmez |
immovable adj.
|
|
274 |
General |
tadı bebek maması gibi ve hazmı kolay olan (yemek) |
bland adj.
|
|
275 |
General |
kolay |
unlabored adj.
|
|
276 |
General |
düşüncelerini kolay ifade edebilen |
articulate adj.
|
|
277 |
General |
kolay kırılır |
frail adj.
|
|
278 |
General |
kolay |
effortless adj.
|
|
279 |
General |
kolay işlenemez |
refractory adj.
|
|
280 |
General |
kolay kavrayan |
percipient adj.
|
|
281 |
General |
kolay etkilenen |
impressible adj.
|
|
282 |
General |
kolay anlaşılan |
articulate adj.
|
|
283 |
General |
kolay yatışır |
placable adj.
|
|
284 |
General |
kolay sinirlenir |
huffy adj.
|
|
285 |
General |
kolay beğenmez |
fastidious adj.
|
|
286 |
General |
çabuk ve kolay |
like smoke adj.
|
|
287 |
General |
en kolay yönetilen |
wieldiest adj.
|
|
288 |
General |
kolay |
smooth adj.
|
|
289 |
General |
kolay paniğe kapılan |
panicky adj.
|
|
290 |
General |
kolay kırılır |
brittle adj.
|
|
291 |
General |
gayet kolay |
quite easy adj.
|
|
292 |
General |
yapıştırması kolay |
easy to post adj.
|
|
293 |
General |
kolay bozulur |
perishable adj.
|
|
294 |
General |
kolay tutuşan |
combustible adj.
|
|
295 |
General |
daha kolay kullanılabilen |
wieldier adj.
|
|
296 |
General |
kolay kavranılmaz |
impalpable adj.
|
|
297 |
General |
kolay telaşa kapılır |
excitable adj.
|
|
298 |
General |
kolay bükülür |
flexible adj.
|
|
299 |
General |
kolay kolay yılmayan |
elasticising adj.
|
|
300 |
General |
yapması kolay |
simple adj.
|
|
301 |
General |
kolay anlaşılır |
pellucid adj.
|
|
302 |
General |
çok kolay |
as easy as pie adj.
|
|
303 |
General |
kolay sinirlenir |
inflammable adj.
|
|
304 |
General |
kolay kırılır |
fragile adj.
|
|
305 |
General |
kolay kıvrılır |
lithesome adj.
|
|
306 |
General |
kolay aldanan |
gullible adj.
|
|
307 |
General |
kolay heyecanlanan |
excitable adj.
|
|
308 |
General |
kolay şekil alan |
waxen adj.
|
|
309 |
General |
kolay |
cushy adj.
|
|
310 |
General |
kolay affeder |
placable adj.
|
|
311 |
General |
kolay |
like smoke adj.
|
|
312 |
General |
temizlenmesi kolay |
easy clean adj.
|
|
313 |
General |
içimi kolay |
silky adj.
|
|
314 |
General |
kolay heyecanlanır |
excitable adj.
|
|
315 |
General |
başkalarına kolay geçen (neşe) |
infectious adj.
|
|
316 |
General |
kolay geçen |
running adj.
|
|
317 |
General |
kolay etkilenen |
impressionable adj.
|
|
318 |
General |
kolay aldatılabilir |
gullible adj.
|
|
319 |
General |
kolay işlenir |
tractable adj.
|
|
320 |
General |
savunması kolay |
tenable adj.
|
|
321 |
General |
kolay erişilir |
easy accessible adj.
|
|
322 |
General |
sağlam ve kullanılması kolay |
surefire adj.
|
|
323 |
General |
kolay kırılır |
smashable adj.
|
|
324 |
General |
kolay olmayan |
nontrivial adj.
|
|
325 |
General |
kolay kanan |
gullable adj.
|
|
326 |
General |
kolay sinirlenen |
iracund adj.
|
|
327 |
General |
kolay sinirlenir |
irascible adj.
|
|
328 |
General |
çok kolay |
easy peasy adj.
|
|
329 |
General |
kolay yönelebilen |
versatile adj.
|
|
330 |
General |
ulaşımı kolay |
easy access to adj.
|
|
331 |
General |
kolay yönlendirilen |
easily guided adj.
|
|
332 |
General |
akılda kolay kalan |
catchy adj.
|
|
333 |
General |
kolay elde edilmiş |
facile adj.
|
|
334 |
General |
kolay yapılmış |
facile adj.
|
|
335 |
General |
kolay ufalanabilir |
friable adj.
|
|
336 |
General |
kolay tutuşur |
flammable adj.
|
|
337 |
General |
kolay sinirlenen |
easily-angered adj.
|
|
338 |
General |
kolay sinirlenir |
short-tempered adj.
|
|
339 |
General |
kolay |
open-and-shut adj.
|
|
340 |
General |
kolay inanan |
simple-hearted adj.
|
|
341 |
General |
kolay kullanımlı |
handy adj.
|
|
342 |
General |
acil (yiyecek vb) çabuk ve kolay hazırlanabilen |
instant adj.
|
|
343 |
General |
kolay işitilir |
clear adj.
|
|
344 |
General |
kolay sezen |
discerning adj.
|
|
345 |
General |
kolay aldanır |
dupe adj.
|
|
346 |
General |
kolay anlaşılır |
plain adj.
|
|
347 |
General |
kolay görülemeyen |
unobtrusive adj.
|
|
348 |
General |
kolay görülmeyen |
unobtrusive adj.
|
|
349 |
General |
satışı kolay |
vendible adj.
|
|
350 |
General |
kolay bozulan |
perishable adj.
|
|
351 |
General |
kolay çürür |
perishable adj.
|
|
352 |
General |
kolay anlamayan |
unreceptive adj.
|
|
353 |
General |
kolay ikna edilen |
exorable adj.
|
|
354 |
General |
kolay kanan |
exorable adj.
|
|
355 |
General |
kolay tongaya düşürülen |
easily-tricked adj.
|
|
356 |
General |
kolay kandırılan |
easily-tricked adj.
|
|
357 |
General |
kolay idare edillir |
easily led adj.
|
|
358 |
General |
kolay anlaşılır |
limpid adj.
|
|
359 |
General |
tahmini kolay |
easy to guess adj.
|
|
360 |
General |
kolay sindirilebilen |
easily digestible adj.
|
|
361 |
General |
kolay sindirilen |
easily digestible adj.
|
|
362 |
General |
kolay sindirilebilir |
easily digestible adj.
|
|
363 |
General |
kullanımı kolay |
easy-to-use adj.
|
|
364 |
General |
kolay kırılır |
slimsy adj.
|
|
365 |
General |
kolay kandırılan |
deceivable adj.
|
|
366 |
General |
kolay aldatılan |
deceivable adj.
|
|
367 |
General |
kolay tanınan |
unmistakeable adj.
|
|
368 |
General |
anlaşılması ve kullanılması kolay (bilgisayar yazılımı vs.) |
intuitive adj.
|
|
369 |
General |
kolay incinen |
flappable adj.
|
|
370 |
General |
kolay anlaşılan |
thinly-veiled adj.
|
|
371 |
General |
açık/anlaşılması kolay (mesaj/tehdit) |
thinly-veiled adj.
|
|
372 |
General |
kolay taşınabilir |
easy to carry adj.
|
|
373 |
General |
kolay taşınabilir |
easily carryable adj.
|
|
374 |
General |
kolay taşınır |
easily carryable adj.
|
|
375 |
General |
hazırlanması kolay |
easy-to-prepare adj.
|
|
376 |
General |
kolay okunur |
reader friendly adj.
|
|
377 |
General |
kolay uygulanabilir |
easily applicable adj.
|
|
378 |
General |
kolay anlaşılan |
accessible adj.
|
|
379 |
General |
kolay anlaşılan |
easily understandable adj.
|
|
380 |
General |
kolay anlaşılabilen |
easily understandable adj.
|
|
381 |
General |
çok kolay |
foolproof adj.
|
|
382 |
General |
kolay okunur |
reader friendly adj.
|
|
383 |
General |
çok kolay tüketilebilen |
bingeable adj.
|
|
384 |
General |
kolay elde edilen |
cheap adj.
|
|
385 |
General |
kolay heyecanlanan |
temperamental adj.
|
|
386 |
General |
atıştırmalık (miktarında), okuması/izlemesi kolay ve kısa (makale ya da video) |
snackable adj.
|
|
387 |
General |
kolay anlaşılır |
translucent adj.
|
|
388 |
General |
kolay anlaşılır |
transpicuous adj.
|
|
389 |
General |
kolay etkilenen |
tremulous adj.
|
|
390 |
General |
kolay bozulmayan |
troubleproof adj.
|
|
391 |
General |
yerine getirilmesi kolay |
easy adj.
|
|
392 |
General |
kolay uygulanabilir |
applicatory adj.
|
|
393 |
General |
kolay |
eath [scottish] adj.
|
|
394 |
General |
sihirli el değmiş gibi kolay bir şekilde |
automagic adj.
|
|
395 |
General |
hatırlaması kolay olmayan |
uncatchy adj.
|
|
396 |
General |
anlaması kolay hale getirilmemiş |
unclarified adj.
|
|
397 |
General |
kolay kontrol edilemeyen |
undocile adj.
|
|
398 |
General |
kolay |
unexacting adj.
|
|
399 |
General |
kolay beğenen |
unexacting adj.
|
|
400 |
General |
kolay telaşlanmayan |
unexcitable adj.
|
|
401 |
General |
kolay |
unformidable adj.
|
|
402 |
General |
kolay kırılan |
unhardy adj.
|
|
403 |
General |
kolay |
unlaborious adj.
|
|
404 |
General |
kolay |
unlabouring adj.
|
|
405 |
General |
kolay etkilenmeme |
unmalleable adj.
|
|
406 |
General |
kolay ikna edilmeme |
unmalleable adj.
|
|
407 |
General |
kolay yatışmayan |
unplacable adj.
|
|
408 |
General |
kolay affetmeyen |
unplacable adj.
|
|
409 |
General |
kolay solan |
evanescent adj.
|
|
410 |
General |
kolay algılanan |
unsubtle adj.
|
|
411 |
General |
kolay etkilenmeyen |
unsusceptible adj.
|
|
412 |
General |
sindirimi kolay |
light adj.
|
|
413 |
General |
dayanılması kolay |
light adj.
|
|
414 |
General |
kolay |
ethe [obsolete] adj.
|
|
415 |
General |
kolay bükülür |
lissom adj.
|
|
416 |
General |
kolay bükülür |
lissome adj.
|
|
417 |
General |
kolay anlaşılır |
literate adj.
|
|
418 |
General |
kolay eğilip bükülebilen |
lithesome adj.
|
|
419 |
General |
kolay anlaşılır |
lucid adj.
|
|
420 |
General |
kolay heyecanlanan |
bobbery adj.
|
|
421 |
General |
kolay |
hands-down adj.
|
|
422 |
General |
kullanımı kolay |
handsome adj.
|
|
423 |
General |
kolay manevra yapılan |
handsome adj.
|
|
424 |
General |
hatırda tutması kolay |
memorable adj.
|
|
425 |
General |
kolay şekillendirilen |
bowable adj.
|
|
426 |
General |
kolay etkilenen |
bowable adj.
|
|
427 |
General |
kolay kırılır |
breakaway adj.
|
|
428 |
General |
kolay bükülür |
breakaway adj.
|
|
429 |
General |
kolay parçalanır |
breakaway adj.
|
|
430 |
General |
kolay anlaşılan |
luculent adj.
|
|
431 |
General |
kolay anlaşılan |
luminous adj.
|
|
432 |
General |
kolay ve yüzeysel |
glassy adj.
|
|
433 |
General |
serbest ve kolay |
glib adj.
|
|
434 |
General |
aşırı kolay şekilde yazılmış |
glib adj.
|
|
435 |
General |
kolay fark edilecek şekilde yerleştirilmiş |
obvious adj.
|
|
436 |
General |
keşfi kolay |
obvious adj.
|
|
437 |
General |
yorumlaması kolay |
obvious adj.
|
|
438 |
General |
kolay kabul etmeyen |
choosey adj.
|
|
439 |
General |
kolay kolay almayan |
choosey adj.
|
|
440 |
General |
kolay yoldan zengin olma |
get-rich-quick adj.
|
|
441 |
General |
kolay yorulmayan |
long-winded adj.
|
|
442 |
General |
aşırı kolay |
overeasy adj.
|
|
443 |
General |
çok kolay telaşa kapılan |
overexcitable adj.
|
|
444 |
General |
aşırı kolay |
overlight adj.
|
|
445 |
General |
çok kolay |
oversimple adj.
|
|
446 |
General |
çok kolay |
oversimplistic adj.
|
|
447 |
General |
kolay |
royal adj.
|
|
448 |
General |
kolay çıkarılamayan |
impacted adj.
|
|
449 |
General |
kolay telaşa kapılan |
impassionable adj.
|
|
450 |
General |
kolay heyecanlanan |
impassionable adj.
|
|
451 |
General |
kolay etkilenmez |
implacable adj.
|
|
452 |
General |
kolay etkilenen |
impressionistic adj.
|
|
453 |
General |
kolay tutuşan |
inflamable adj.
|
|
454 |
General |
kolay kazanılmayan |
close adj.
|
|
455 |
General |
kolay eğitilir |
coachable adj.
|
|
456 |
General |
kolay heyecanlanan |
combustible adj.
|
|
457 |
General |
kolay tutuşur |
combustious [obsolete] adj.
|
|
458 |
General |
işbirliği yapması kolay |
comfortable adj.
|
|
459 |
General |
idaresi kolay |
comfortable adj.
|
|
460 |
General |
kolay çözünen |
diffluent adj.
|
|
461 |
General |
kolay ikna edilebilir |
doughfaced adj.
|
|
462 |
General |
öncekinden daha kolay olan |
downhill adj.
|
|
463 |
General |
daha kolay |
downhill adj.
|
|
464 |
General |
kolay etkilenen |
ductile adj.
|
|
465 |
General |
kolay işlenir |
ductile adj.
|
|
466 |
General |
güçlü asitler veya alkalilerle yıkanarak kolay çıkarılamayan |
indelible adj.
|
|
467 |
General |
kolay yatışır |
pacificable adj.
|
|
468 |
General |
kolay affeder |
pacificable adj.
|
|
469 |
General |
kolay bükülen |
pappy adj.
|
|
470 |
General |
kolay kırılan |
pindling [dialect] adj.
|
|
471 |
General |
kolay algılayan |
clear adj.
|
|
472 |
General |
kolay yönetilen |
clever [dialect] adj.
|
|
473 |
General |
kullanımı kolay |
clever [uk] adj.
|
|
474 |
General |
kolay ulaşılabilen ve çalakalem yapılmış |
fast-food adj.
|
|
475 |
General |
kolay yorulan |
fatiguable adj.
|
|
476 |
General |
kolay yönlendirilen |
feeble adj.
|
|
477 |
General |
kolay görülemeyen |
inobtrusive adj.
|
|
478 |
General |
kolay işlenemeyen |
intractable adj.
|
|
479 |
General |
kolay dövülemeyen |
intractable adj.
|
|
480 |
General |
kolay iyileştirilemeyen |
intractable adj.
|
|
481 |
General |
kolay rahatlatılamayan |
intractable adj.
|
|
482 |
General |
(sorun, hastalık) kolay çare bulunamayan |
intractable adj.
|
|
483 |
General |
anlaşılması kolay |
peoplish adj.
|
|
484 |
General |
anlaşılması kolay |
populist adj.
|
|
485 |
General |
anlaşılması kolay |
populistic adj.
|
|
486 |
General |
kolay affeden |
pacable adj.
|
|
487 |
General |
kolay sakinleştirilen |
pacable adj.
|
|
488 |
General |
hızlı ve kolay hazırlanabilen |
convenience adj.
|
|
489 |
General |
kolay heyecanlanan |
flappable adj.
|
|
490 |
General |
kolay heyecanlanan |
flustery adj.
|
|
491 |
General |
kullanımı kolay |
pullman adj.
|
|
492 |
General |
kolay |
scratch adj.
|
|
493 |
General |
kolay işlenir |
sequacious [obsolete] adj.
|
|
494 |
General |
çözümü kolay olmayan |
serious adj.
|
|
495 |
General |
kolay sinirlenen |
sharp-tempered adj.
|
|
496 |
General |
kolay ve iyi maaşlı işe ait veya ilişkili |
sinecural adj.
|
|
497 |
General |
kolay ve iyi maaşlı iş yapısında olan |
sinecural adj.
|
|
498 |
General |
kolay ve iyi maaşlı iş özellikleri bulunan |
sinecure adj.
|
|
499 |
General |
kolay uyanmayan |
sleep-charged adj.
|
|
500 |
General |
kolay |
soft adj.
|
|